Doç. Dr. Nuhoğlu: Estetik boşluklu yer karoları ve çıkıntılar yıkıma neden oldu
Ege Üniversitesi (AB) İnşaat Mühendisliği Bölümü akademisyenleri, Kahramanmaraş’ta depremlerin vurduğu bölgedeki yapıları inceledi. 2000 yılından sonra yapılan binalardaki tahribat nedenlerini değerlendiren Doç. Dr. Yine çıkmalı binaların da hasar gördüğünü ve yıkıldığını tespit ettik” dedi.
EÜ Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayhan Nuhoğlu, bölüm akademisyenleri ile birlikte Kahramanmaraş merkezli afetin yaşandığı bölgede incelemelerde bulundu. Depremden en çok etkilenen illerde bilimsel çalışmalar yürüten grup, 2000 yılı öncesi ve sonrası yapılan yapıları inceledi. 2000 öncesi yapıların titreşime karşı yeterli dayanıklılığa sahip olmadığından emin olduklarını belirten Nuhoğlu, “Bu nedenle biz Yeni binalarda çalışmalarımızı yoğunlaştırdık.Yeni binalarda yaptığımız incelemelerde ‘boş taban’ denilen kirişsiz döşemelerin özellikle bazı yerleşim yerlerinde bir gelenek olarak kullanıldığını gördük.Bu tür yapılar yeni olmasına rağmen. çok daha fazla hasar görür ve yıkılır.Estetik amaçlı yapılmış içi boş yer karosu olan yapılar depremlerde çok daha fazla sallanır.Bu daha fazla hasar anlamına gelir.Tıpkı yeni binalarda olduğu gibi ilk yapıdan sonra binanın yanlarında saçak olan yapılar Bazen 2 metreyi bulan çıkıntılı zeminler de depremlerden etkileniyor. Daha çok hasar gördüğünü ve yıkıldığını gördük” dedi.
‘TASARIM ZAYIFLIKLARI GÖRDÜK’ Doç. Dr. 2000 yılı öncesi ve sonrası olarak tasnif edilmiştir. 2000 yılı bizim için milattır. 2000 öncesi. Yapılar çok daha eski yöntemlerle inşa edilmiştir. kısmen yıkılmış, tamamen yıkılmış olanlardır.2000’den sonra dediğimiz binalarda da yıkım gördük.Yine de bu yapılar can güvenliğini büyük ölçüde sağladı.Yeni binaların yıkılmasının en değerli sebeplerinden biri de imalat. Hesapları yapınca o çökmelerin olmayacağını görüyoruz.Eğer bir çökme veya tahribat varsa büyük ihtimalle imalatla alakalıdır.Ayrıca tasarımda zafiyetler gözlemledik.Basit olduğunu belirterek binaların depreme dayanıklı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Geometrik boyutlarının ortasında herhangi bir orantısızlık olmaması daha az hasar görmesi, bunlara baktığımızda ‘Bu TOKİ binası’ dediğimiz çirkin binaların da bu depremi neredeyse hiç hasar görmeden atlattığını görüyoruz. Estetik adına bir binada ne yapılırsa sarsıntı açısından bize o kadar olumsuz geri döner.” Konuların tespit edilmesi gerekiyor. Her türlü mekana sağlam yapılar inşa edebiliyoruz. Bütün sorun o yere göre bir altyapı oluşturmaktır. Bu biraz maliyetli. Temel sisteminin üzerine güçlü bir taşıyıcı sistem oluşturabilirsek bunlar çok kolay şeyler, bina sağlam olur” dedi.