İzmir Barosu’ndan HSK’ya çağrı: “Yargıtay 3. Ceza Dairesi Üyeleri Hakkında Derhal Soruşturma Başlatılmalı ve Görevden Alınmalı”
HABER: SULTAN AKSİYON KELEŞ – KAMERA: KERİM UĞUR
İzmir Barosu, Yargıtay’ın cezaevinde bulunan Türk Personel Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay hakkındaki kararını bugün Bayraklı Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasıyla protesto etti. Açıklamada, “Şu anki süreç tam anlamıyla bir yargı darbesidir. Anayasal suç işlenmiştir. Ancak bilinmelidir ki suçluların cüretkarlığı, haklıların cesareti karşısında mağlup olmaya mahkumdur. Üye avukatlar olarak İzmir Barosu ve İzmir Barosu olarak yasama organını işlevsiz hale getiren bir saray rejimiyle ülkeyi yönetmek istediğimize inanıyoruz.” “Yargıya hakim olmayı amaçlayan siyasi iktidara izin vermeyeceğiz” dedi. Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na çağrıda bulunulan açıklamada, Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi üyeleri hakkında derhal soruşturma başlatılması ve üyelerin cezalandırılması istendi. görevden uzaklaştırıldı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, tutuklu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararına uyulmaması gerektiğine hükmetti. Daire, ihlal kararına olumlu oy veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında “yargı aktivizmi” yapmakla suçlanarak suç duyurusunda bulundu. Aynı zamanda Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararı da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na gönderdi.
İzmir Barosu, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 153/6 maddesi: Anayasa Mahkemesi kararları derhal Resmî Gazete’de yayımlanır ve yasama, yürütme, yargı organları, idari makamlar, gerçek kişiler için bağlayıcıdır” yazılı pankart açtı. ve tüzel kişiler” Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin kararını protesto etti. Bugün Bayraklı Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Avukatların açıklamasına eski İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel de katıldı. Eylem sırasında “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir”, “Hukuk skandalı değildir, darbe girişimidir”, “Anayasa Mahkemesi kararları yargı organlarını da bağlar” pankartları taşındı. Siyasi iktidar, elinizi yargıdan çekin”, “Savunma susmadı, susmayacak”, “Hak, hukuk, sloganlar atıldı: “Adalet”, “AKP yargıdan elinizi çekin”, “Savunma susmadı, susmayacak” Gün gelecek, devir dönecek, AKP halka hesap verecek” dedi.
“SORGULAMALAR YAPTIK, YARGILANDIK, VAZGEÇMEDİK”
İzmir Barosu Başkan Vekili Zöhre Dalkıran, basın açıklamasında “Suçluların cesareti, haklıların cesaretine mağlup olmaya mahkumdur” dedi:
“Biz avukatız. Bizler bu ülkede hukuk devletinin, hukukun üstünlüğünün, bağımsız ve tarafsız yargının gereklerini hayata geçirmek için yıllardır yorulmadan çalışan İzmir Barosu’nun avukatlarıyız. Bu çabamız sırasında bedel ödedik. Soruşturmalardan geçtik, yargılandık, vazgeçmedik. Adliyelerde ve alanlarda saldırıya uğradık ama boyun eğmedik. Özgürlüklerin kısıtlandığı, askıya alındığı, hakların ihlal edildiği her gündemde İzmir Baro, üyeleriyle birlikte direndi, hak ve özgürlüklerin kararlı savunucusu oldu.
“ANAYASA HÜKÜMLERİ İSTENMEYEN GÖZALDIĞI TAHKİM METİNLERİ DEĞİLDİR”
Bugün çok ciddi bir hak ihlaline ve yargı darbesine karşı hukuku savunmak için yeniden bir aradayız. Anayasal haklarını kullanan yüzbinlerce vatandaşın protestolarına güvenlik güçleri tarafından vahşi ve orantısız şiddet ile müdahale edildiği Seyahat Direnişi bahanesiyle açılan davada, arkadaşlarıyla birlikte tutuklanarak cezaevine konuldu. halk çocuklarının öldürüldüğü, binlerce vatandaşın yaralandığı, günümüze kadar devam eden, yargılama sürecinde pek çok hukuki tuhaflığın yaşandığı bir dava. Anayasa Mahkemesi’nin hapis cezasına çarptırılan meslektaşımız ve arkadaşımız Avukat Can Atalay hakkında verdiği ihlal kararına uyulmadığı; Bu yeterli değil; Yargıtay, karara imza atan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Anayasa Mahkemesi, kararında hak ihlalini tespit ederek, belgeyi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndererek, mahkemeye “Can Atalay’ın yeniden yargılanması, cezanın infazının durdurulması ve serbest bırakılması” talimatını verdi. Anayasa’nın 153. maddesi uyarınca “Anayasa Mahkemesi kararları kesindir” ve “Anayasa Mahkemesi kararları derhal Resmî Gazete’de yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idari makamları, gerçek kişileri bağlar. ve tüzel kişiler.” Bu açık karara rağmen bu karara uymakla ve bu karar doğrultusunda karar vermekle yükümlü olan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, belgeyi Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi ve dün itibarıyla, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yasayı ihlal etmesi bugün burada bir araya gelmemizin sebebidir. aksine kararlar aldı. Anayasa ve onun emredici kararları, bağlayıcı normatif düzenlemeleri ve nihai kararları; İstenildiğinde uygulanabilecek, istenmediğinde göz ardı edilebilecek keyfi metinler değildir.
“SÜREÇ BİR YARGI DARBEDİR, ANAYASA SUÇU İŞLENMİŞTİR”
Dün alınan kararlarla; Hukuki güvenlik ve kesinlik unsuru ihlal edilmiştir. Süreç tam anlamıyla bir yargı darbesidir. Anayasal bir kabahat işlendi. Ama şunu bilmek lazım; Zalimlerin cesareti, salihlerin cesaretine mağlup olmaya mahkumdur. İzmir Barosu ve İzmir Barosuna üye avukatlar olarak; Yasama organını işlevsiz hale getiren, ülkeyi saray rejimiyle yönetmeyi amaçlayan siyasi iktidarın yargı üzerinde hakimiyetine izin vermeyeceğiz.
İZMİR BARO BİRLİĞİ’NDEN HSK’YA DAVET: “SORGULAMA BAŞLATIN, GÖREVDEN ALIN”
Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan ve suç işleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri başta olmak üzere ilgili yargı mensupları hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun derhal soruşturma başlatmasını bekliyoruz. Açık hukuki kararlara aykırı hareket edilmesi ve bu kişilerin derhal görevden uzaklaştırılması. İzmir Barosu olarak, anayasal hata yapan yargı mensupları hakkında her türlü şikâyette bulunacağımızı duyuruyoruz. Bağımsız ve tarafsız yargı, hukukun üstünlüğü, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti için çabalamaktan ve direnmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Biz kazanacağız!”
Basın açıklamasının ardından İzmir Barosu avukatları Bayraklı Adliyesi merdivenlerinde oturma eylemi yaptı.